20 Aralık 2019 Cuma

günlükler yirmiaralık

  • Bu gün sizlere Almanca öğrenme serüvenimden bahsetmek istiyorum. Tam olarak bir yıldır Almanca çalışıyorum hatta bir yıldan daha az da olabilir, düzenli çalışmam.. Duolingo'yu bilirsiniz. O platformu keşfedip önce Almancayla başladım, sonra Almancayı çok öğrenmiş gibi Fransızcayla devam ettim hatta bir ara Rusçaya atladım derken yaaa ben en iyisi Almanca öğrenmeye kararlı olayım dedim. Tabi bu arada İbranicenin alfabesi nasılmış, Yunanca'nın Alfabesini biliyorum ayy bir de buna bakıyımm... peki neden Japonca öğrenmiyorumm gibi süreçler de oldu. Buraya kadar tam bir maymun iştahlılık ve başarısızlık öyküsü anlattım lakin artık öyle değil. Bu gün çabalarım ürününü verdi ve ilk Almanca sunumumu yaptım. asdfghjkl..  
  • Yalan efendim.. çabalarımın ürünü yok... sanki hiç bir şey öğrenmiyorum. Duolingo dil öğrenmek için değil temel kalıplara aşınalık kazandırmak için var. Onu keşfettim, fark ettim ve hissettim.. 
  • Çabalarım hala devam ediyor. Rammstein şarkılarında bildiğim kelimeler hızla artıyor. Önümüzdeki yıl Almanca ders alma planlarım bile var. 
  • Eylül ayında gittiğim kuzey Almanya semalarından çok etkilenip bu işe daldığım sanılabilir ama değil, öyle lisede dört yıl ikinci yabancı dil olarak Almanca görmemin de payı var bu işte..  ama bu işte kararlı olmamın asıl sebebi nedir bilmiyorum.
  • Kuzey Almanya'da Köln, Dusseldorf ve Aachen'e gitmemin ise Almancama olmasa bile bloga söyle bir katkısı olabilir diye düşündüm bir gezi notları hazırlayabilirim belki... Mesela neden düzgün gezemedim ?  Almanya'nın ucuz marketleri nereler? Eylül ayı soğuğu kıçınızı dondurur mu? Dönerciler her yerde midir? Almanya'da her yerde Türkler mi var ? Almanya'ya ne amaçla gittim ve neden herkes boşuna gittin diyor ?  bence güzel ve zihin açan bir çalışma olur belkide.. yani anılar filan bana iş olur..
  • Sonrasında blog alemine geri döndüm.Bu sefer karalıyım. 

17 Aralık 2019 Salı

Oscar Nasıl Wilde Oldu?


Sadece birkaç gün önce başladığım kitapta, edebiyat ve yazarların hayatları üzerine kısa bilgiler, yaşadıkları dönemler ve  hayatlarındaki dönüm noktaları üzerine çok şey var. Bazı kelimelerin kökenleri, o yazarın dile kattığı deyimler, sözler vs vs.. bir çok konudan bahsediyor ve okuması oldukça zevkli.. ayrıca benim gibi okuma listesi yapma meraklısı biriyseniz yeni bir liste oluşturmak için güzel bir yol.-burada bir parantez açarsam liste yapmaya meraklı fakat liste tamamlama konusunda oldukça başarısız biriyim-  Bu sebeple de 2020'de başta bu okuma listem olmak üzere birkaç okuma listesi yapmaya karar verdim. Diğer listeyi Keyser Söze'nin yeğeninin blogundan oluşturcam.. yakındır.
Kısaca benim 2020 için hazırladığım ilk okuma listesi şu şekilde, kitaptaki yazar sırasına göre yazarları kenara yazdım, sonrasında kısa bir google'layıp yanlarına okumayı planladığım kitapları listeledim.  Belkim bu sırayla okumam ama yazıyorummsss işte..
  1. Geoffrey Chaucer - Caterbury Hikayeleri 
  2. William Shakespeare - Venedik Taciri
  3. Jane Austen -  Gurur ve Önyargı
  4. Edgar Allen Poe - Morgue Sokağı Cinayeti
  5. Emily Bronte - Uğultulu Tepeler
  6. Charlotte Bronte - Jane Eyre
  7. Charles Dickens-  Büyük Umutlar
  8. George Eliot - Silas Marner
  9. Emily Dickonson - Seçme Şiirler
  10. Oscar Wilde - Reading Hapisanesi Balladı
  11. Mark Twain - Huckleberry Finn'in Maceraları
  12. Thomas Hardy - Adsız Sansız Bir Jude
  13. Sir Arthur Conan Doyle - Sherlock Homes ..
  14. D.H. Lavrence - Lady Chatterley'in Sevgilisi
  15. F. Scott Fitzgerald - Muhteşem Gatsby
  16. Ernest Hemingway - İhtiyar Balıkçı
Not: Kitapta anlatılıp Türkçeye çevrilmiş kitaplarını bulamadığım yada listeye dahil etmediğim Elizabeth Barret Browning, Robert Browning ve Robert Frost'tan da birer şiirleri üzerinden bahsetmeyi planlıyorum. Bu şairlerin ingilizce kitaplarına ulaşabilmeme rağmen ingilizce şiirler beni oldukça baydığı için kitaplarını okumaktan vazgeçmiş bulunmaktayım. Çünkü bayıyor..
hala listedeki bazı isimler içimi bayıyor meselası shakespeare.....ama görücez.. diyorum. 

6 Aralık 2019 Cuma

günlükler- altıaralık

otuz yaşıma girdikten sonra geçen saatler beni hiç mutlu etmedi. etmiyor da... Ales sonuçlarının açıklanması ile diploma almam arasında bir saat süre vardı. Oha ya diploma aldım, bütün bu süreç... sıkıntı... telaş her şey... işte ürünü elimde deyip .. Thank good it's krishismassss   şarkısıyla yürürken  Ales' ten sıçtığım haberini aldım.
Sonuçta kırismass ruhum, uzun uğraşlar sonucu kutlanacak  biricik ödülüm g.tümde patladı. Sonrasında buzdolabı bozuldu. -Yani şimdi sırası mı yaa offf bu ne biçim hayattt- derken tam vaktinde bozulduğunu fark ettim. Sonuç olarak yiyecekleri camın dışına koyup marta kadar buzdolabı olmadan yaşayabilirim.
Küçük mutluluklar köşemizde bu günde bunlar vardı. umarım hayatımın daha iyi olduğu zamanlar bunları okuyup gülerim. Yoksa yazmam da çok saçma.