Birkaç kötü şey yazıp bu yazıyı tamamlamak istiyorum. Sabahtan bu yana Pınar Gültekin'in ölüm haberleri ve paylaşımlar... bir sürü paylaşımlar var. Çok üzüldüm dünden beri de inanılmaz moralim bozuk. Kadın cinayetlerinin ardı arkası gelmiyor ve ülkemizin neden böyle bir yer olduğunu anlamlandıramıyorum. Dün gece apartmanın önünde, yolda bir kedi öldü mesela, ara sokakta hız yapan bir araba çarptı, Esin arka bahçeye gömdü. Sonrasında şöyle bir şey öğrendim ki böyle bir durumda şikayet etsen bile herhangi bir ceza yada uyarı yada başka bir şey almıyorlarmış, görmedim demesi yeterliymiş, tabi ki görmemiştir ama ara sokakta neden hız yaparsın ki... Yada tatil beldelerinden çekilmiş doğa içerisinde bir sürü çöpün olduğu fotoğraflar, o fotoğrafları görüp inanılmaz üzülüyorum mesela. Gerçi Eskişehir'de yaşıyorsanız sokağa toplanması için bırakılan çöplerin de ne hale geldiğini biliyorsunuzdur, sokaklar da çöpten geçilmiyor. Kısaca neden anlayamıyorum. İnstagram üzerinde herkes kadın hakları, hayvan hakları, çevre temizliği her konuda duyarlılıktan bahsederken ki herkes duyarlıysa neden bitmiyor yada neden azalmıyor ??
kim bu duyarsızlar mesela, nerede yaşıyorlar ?
Bu kızgınlıklar içerisindeyken aklıma hep Bilge Karasu'nun Gece kitabındaki bir bölüm geliyor. Orada söyle diyordu.
"Büyüsünden sıyrılmamız gereken sözcüklerden biri- en önemlilerinden biri- "insan" sözcüğü.. İnsanı en yüksek yere yerleştirmekten, hayvanlardan, bitkilerden, sulardan, dağlardan çok daha önemli olduğuna, her şeyin insan için yaratılıp, insana kulluk etmesi gerektiğine inanırmış gibi yaşamaktan vazgeçelim.."
bence de artık vazgeçelim.